31 Temmuz 2016 Pazar

Üzmüyordu Vedalar

Saat yeşili kahverengi geçe,
Rüzgarla sevişiyordu yapraklar;dallarına ihanet edercesine.
Toplayıp pılı pırtı,
Terk ediyorlardı bir ömür birlikte oldukları ağaçlarını.
Kimisi yere düşerken bir diğerine tutunuyor,
Onu da sürüklüyordu yanında,
Yahut onunla birlikte başka bir dala misafir oluyordu bir sonraki rüzgara değin.
Bıkmıyordu ağaç usanmıyordu bu ayrılıklardan.
Her sene aynı terane, her güz aynı senaryo.
Başrol bile belli..
Mutluydu sahip olduklarından,
Unutmuyordu geçenin ne yaşattığını ona.
Her bir ayrılık, gerisinde bir sürü anı bırakmış demekti onun için..
Ne bir yıpranmışlık ne bir bezginlik ne de bir üzüntü..
Dallarını daha da dik tutuyordu yeni baharlar geldikçe.
Niye öncekilerin vedasız ayrılıklarını, yenilerinin merhabalarında yaşasın ki?
Önemli olan aynı senaryoyu daha güzel sahnelemek değil miydi?
Mutlu olmak yahut mutluluğa sahip olmak,
Bunu gerektirmez miydi?
Belki de bu yükü başarıyla kaldırabildiği içindir ki,
Hüzünden bile mutluluğu çıkarmak; bahşedilmişti asırlık ona..

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder