22 Şubat 2016 Pazartesi

Beklentiler, Umutlar ve Unutlar

Düşüncelerime batan hayal kırıklıkları..
Dün bir bugün sıfır sanki.
Ada vapuruna binip de Kadıköy'de inmek gibi bir şey bu,
Umut edip, hayalini kuramamak;
Tiyatroya gidip de ilk tiradı duyamadan ayrılmak gibi.
Toplanmayı bekleyen kırıkların var değil mi?
Başka birine ait bir hayalin kırıkları..
Başkasının kırdığı hayalin, düşüncelerime batan parçaları..
Ondan ve senden izler taşıyan,
Ama bana teslim ettiğin; benim bütününde yer alamadığım parçalar.

Daha önce hiç bulunmadığım bir yerde,
Yerlisi gibi davranmamı bekleyen insanlar..
Rolümün çoktan atandığı bir senaryoyu,
Okumadan, hissetmeden oynamamı bekleyenlerle aynı kişiler bunlar.
Ait olmadığım bir hayalin, sahibi olmam;
Ah beklentiler ve umutlar,
Unutlar, dünler ve yarınlar.
Dünler unuturlar da, yarınlar mı umutlular?
Bugün gerçekleşmeyecek beklentiler,
Yarın da bir bugün olacak diyen dostlar
İyi ki varlar.

Ne kadar yaratıcı olabilirsin,
Başkasının artıkları ile kendini inşa etme konusunda?
Hadi onu geçtim, dünü unuttum, bugünü bekledim;
Bir daha yetişebilecek misin aynı vapura,
Gidebilecek misin az önce tebessüm ettiğin o yaşlı amca ile aynı adaya?
Bir ömür gibi gelen dakikalarda,
Güldürdüğün o bebeği bir daha güldürebilecek misin?
Sen o oyunu terk ettin diye,
Belki de hiç tirat olmadı, mimikler anlam bulamadı;
Nereden bileceksin?
Yaşamayı reddettiğin anlar kadar yaşlandın..
Dünler unuttular, yarınlar umutlular da;
Bugünler de ona ait.
Bak kırıklar yine elde kaldılar.

21 Şubat 2016 Pazar

Gerçek Bir Kurgusal Zaman

Konuşmak için heyecanlandığın vakitlerde,
Susman gerektiğini hatırlatan bir dostun varsa;
Ya da biri seni gerçekten tedirgin edebiliyorsa,
Tüm bedeninle ona güvenmenin yanı sıra;
Ne mutlu sana..
Bir saniye için bir yıl yaşlanmaktan çekinmiyorsan,
Onunla bir hayatın hayalini
Beklemek değil de, birlikte çabalamak olarak görüyorsan;
Sadece nefes almakla kalmıyorsun inan.
Dün nasıl geçti sorusuna, yarın cevap vereceksen,
Bugün onun yanındasın anlaşılan.

Bir kere düşünmeye başladığında devamı geliyor değil mi?
İlla birinin dürtmesi gerekli, uyandırmak için seni.
Korkmaya başlamak bir kişiyi yaşamak istemenin en belirgin özelliği.
Tamam işte bu; dediğin o an.
Kaybetmekten, hem de senin olmayan bir şeyi kaybetmekten,
Korkmak.
Acizliğinin farkına vardığın, yalnız olduğun bir an.
Umut ettiren bir kaç içsel yargı;
Yazılan cümlelerdeki kelimelerin, kendi kendine yer değiştirmesi;
Kulağın duyduğu şarkıların bu kelimelerle eşleşmesi.
Kurgusal bir gerçeklik,
Sadece senin gözlerinle görülen, sadece kulakların tarafından duyulan.
Senin ve onun, birbirinizi heyecanlandırmaktan öte;
Tedirgin ettiğiniz bir gerçeklik.
Sadece gün yüzüne çıkmak için anını bekleyen,
Zamana sizden daha çok saygı duyan bir gerçeklik.
Şu an herkesin göremeyeceği,
Ama inanabileceği bir görü.

17 Şubat 2016 Çarşamba

İmkansız Olacaksın

Bir şarkının en sevdiğin bölümünü tekrar tekrar dinlemek gibi olmalı,
Onunla vakit geçirmek.
Yahut bir romanın okumaktan sıkılmayacağın satırları gibi,
Hep aynı kelimeler dahi olsa her seferinde farklı anlamlar katmalı sana.
Yazları çocukluğundan beri aynı beldeye tatile gitmek gibi biraz da,
Bildiğin yerlerde yeni heyecanlar yaşatmalı.
İmkansız olmalı yani.
Sen sen olarak kaldıkça imkansız olmalı.
Bu demek ki sen de aynı şarkıyı, üzerinde farklı giysilerle dinlemelisin,
Bazen dans ederken topukları vurmalı ayakkabının.
Ya da roman okuduğun yerdeki ışığın rengi sarı değil de yeşil olmalı.
En az bir kere o beldenin kışında gitmelisin tatile ki;
Yazını da kışını da yaşayabil.
Belki de bir sonraki yaz yüzmek yerine balık tutarsın aynı sahilde.
İstiyorsan kaybetmemek heyecanını aynı kişi ile,
En sevdiğin şarkıyı dinlerken mırıldanman gerekecek sözlerini,
Okumaktan sıkılmadığın romanın cümlelerini yaşaman,
Tatile gittiğin o beldeye ait olman gerekecek.
İmkansız ise o,
Bırakacaksın imkanlı olmayı.
İmkansız olacaksın ki, ortak bir paydan olsun onunla.
Gerekirse müzik olacaksın, dinlenmek için;
Şarkı olacaksın, seni yanlış söyleyen insanların dudaklarından döküleceksin.
Bir gün güneş olacaksın o beldenin insanlarının odalarına doğan,
Bir gün yağmur olacaksın tatilcileri kaçıran.
Onunla buluşmak için, sen O olacaksın.
Onun O'su, sen;
Senin Sen'i, o.
İmkansız olacaksın.

11 Şubat 2016 Perşembe

Hiç Oldu Kelimeler

O kadar çok kelime var ki cümle olmak isteyen
Sen sen sen, sen gelme sen de gelme diye seçiyorsun
Geride kalanlar da kendi aralarında cümleler oluşturuyor
Ağzından bir cümle dökülürken
İçinde milyonlarcası akıp gidiyor
He öyle boşa da akmıyorlar
Aklından kalbine, kalbinden midene
Neymiş efendim midemde kelebekler uçuyormuş
Cümleler debeleniyor içeride
Kusulmayı beklenen cümleler
O kelimeler hak etmiyor mu özgürlüğü
Masum bir mahkum gibiler adeta
Doğurduğun cümlelere bakmıyorsun
Sonra içine atıyorsun
Anası da sensin babası da o kelimelerin
Ama piç muamelesi yapıyorsun
Acaba görsen tanır mısın
Yoksa biri sana o cümleleri kursa
Görmezden gelip kendinden uzaklaşır mısın